26 Mart 2014 Çarşamba

Facebook'tayım


facebook
 
Aslında blogum için bir facebook sayfası açmaya hiç niyetim yoktu. Ama dün blogumla ilişkilendirilmiş bir facebook sayfamın olması gerektiğine karar verdim. Çünkü blogda tüm yayınlarınızı toplu halde göremiyorsunuz ama facebookta hepsini bir albümde toplayabiliyorsunuz. Bu sayede diktiklerimi toplu olarak görebileceğim bir sayfam daha olacak. Hem de blogu olmayanlar isterlerse beni facebook'tan takip edebilecekler.
 
 
Takip etmek isterseniz sizleri de facebook sayfama beklerim... :)

22 Mart 2014 Cumartesi

Bu mudur!

Şimdiye kadar, benim gibi dikişi kendi kendine öğrenen biri için zor denebilecek birçok şey diktim. Ama nedendir bilmiyorum bu diktiklerimin hepsine annem tarafından alelade  şeyler muamelesi yapıldı.

Tamam herşeyi çok kolay beğenmez ama bugün şu hiçbir özelliği olmayan elbiseme olağanüstü birşey muamelesi yaptı ya çok şaşırdım. :-) .



Ona birkaç tane bu elbiseden dikeyimde biraz daha övgü alayım! Alem kadın :) 

Bu arada ilk defa telefondan post yazıyorum, ne zormuş iki satırı yarım saatte yazdım.  

6 Mart 2014 Perşembe

Robalı deri kollu ekose gömlek

Sonunda burada bahsettiğim ekose gömleğimi bitirdim. Aslında biteli bir hafta oldu ama çektiğim fotoğrafları hiç beğenmediğim için paylaşmak istemedim. Ben fotoğraflarda diktiğim şeyin detayları görünsün istiyorum. Onun için en iyisini çekince yayınlamayı uygun gördüm.  

Kalıbımız robalı, çok fazla detayı olmayan ve düzeltme istemeyen basit bir kalıptı. Yanlış duymadınız Burda'nın bir kalıbını fazla düzeltme yapmadan dikmiş bulunuyorum. 38 beden çalıştım ve cuk oturdu üzerime. Beni yormayan, yaka hariç diğer aşamalarını sökmeden tek seferde tamamladığım bir çalışma oldu. Yaka mevzusunda ise Miray ve Türkan'a uydum. Onlar gibi güzel ayaklı yaka yapabileceğimi sandım ancak yanılmışım. Benim yaka olmadı. Dört parçadan oluştuğu için önce yanlış sırayla diktim. Sonra baktım kalıba göre kestiğim yaka kısa geldi. Telayı ters koyup kumaş yerine ütüye yapıştırmam da cabası :) Neyse beceriksizliklerimi anlatmayacağım.   

Kalıba göre kestiğim ve olmayan yaka bu.

Bu da benim ayaklı yaka dikme yöntemim.
Yaka oyuğunun ölçüsüne göre kesiyorum
 
Kenarlarından da diktim mi işlem tamam.

Gelelim gömleğimin bitmiş haline.

4 Mart 2014 Salı

Koç Müzesi

Bugün sizlere booolll fotoğraflı bir post hazırladım.

Bu hafta sonu Koç Müzesine gittik ve daha önce neden gitmedik diye kendimize bol bol kızdık. Ben gerçekten bayıldım. Zaten müze ve tarihi mekanları gezmeyi çok severim onun için ben "dadından yiyemedim" o kaaaa güsel oldu yane :) 

Her şeyi anlatmak istiyorum hepsi bir bir aklımdan geçiyor ama yazmakla bitmez, anlatmakla anlatılmaz o kadar çok. Resmen bir tarih deposu. Hani tarihi eşyaların eski bir kokusu vardır, o kokuyu sever misiniz bilmem ama ben çok severim, orada bol bol içime çektim bu kokuyu.    

Biz saat 11 gibi girdik müzeye ve mecburen çıkmak zorunda kaldığımızda saat 15 idi. Yemeden, içmeden, dinlenmeden zamanın nasıl geçtiğini fark etmeden deli gibi gezdik. Çalışanları da oldukça kibar ve güler yüzlüydü. Öyle bazı müzelerde olduğu gibi aman ellemeyin fotoğraf çekmeyin gibi saçma sapan yasaklarda yok. Her şeye rahat rahat bakabiliyorsunuz.

Artık susuyorum ve sizi fotoğraflarla baş başa bırakıyorum.


İlk başta yelken okulu öğrencilerinin yelkenlerini suya indirişlerini seyrettik. 10 yaşında çocuklar yelkenle açılıyorlar. Bu harika bir şey, çok imrendim onlara  arkalarından bize de bi tur attırın diye seslendim ama duymadılar :)   


Bu da benim Paspal hafta sonu kombinim.

Gelelim Koç Müzesine,  

Arabalaaarrr :)