28 Ağustos 2014 Perşembe

Onlar Robalı Tasarımlar

Selamlaarrr, bir süredir buralarda değildim, özlediniz mi beni?

Bu aralar görme ile ilgili bazı problemler yaşadığım için bilgisayar ve telefondan uzak durmaya çalışıyorum. Yani bir nevi gözlerimi dinlendiriyorum diyebiliriz. :) 


Belki birilerine faydam olur diye bu yeni tanıştığım rahatsızlıkla ilgili de bir yayın hazırlayacağım ama bugün konumuz ROBALILAR. 


Robalı modeller, değişik tasarımlar ortaya çıkarmayı kolaylaştırdığı için hep ilk aklıma gelenler ve çok zevkle diktiklerim olmuştur. 

Bu tekniği kullanarak yine aşık olduğum bluzlar tasarladım. Bakalım sizler beğenecek misiniz. 


Çok uzun uzun yazamamamın yanı sıra üzerinden de bir hayli zaman geçen bir yayın olduğu için bir hikayesi de kalmadı aslında. Bu sefer gevezelik etmeyip bol fotoğraf paylaşarak göz zevkinize hitap etmeye çalışacağım. 


12 Ağustos 2014 Salı

Yine Bakırköy cumartesi pazarı

Bazı arkadaşlar kızıyor diye paylaşmayacaktım ama nasılsa facebookta yakalandım hadi yazayım bari dedim :) ne yalan söylim zaten yazmaya da niyetim vardı yaaa :D  

ama çok güzel şeyler buldum bu sefer gerçekteenn :)

ne diyim darısı pazara gitmek isteyenlerin başına :)

O zaman hadi okuyalım;
 
Geçtiğimiz günlerde hafif tırlatma belirtileri göstermeye başlayınca eşim kolumdan tuttuğu gibi doktora götürdü beni. Ben deniz ise doktoru beğenmeyip haybeye verdiği tahlilleri yaptırmadan hastaneyi terk ettim.  

Neymiş efendim %99 sonucu belliymiş ama %1’lik ihtimali de araştırmalılarmış, biz yine de tahlilleri yaptıralımmış. Oldu canıımm biz de zaten sokaktan topluyorduk parayı.

Neyse yaptırmadım tahlilleri, çıktık eşimle güzel bir kahvaltı ettik. Sonrada ne yapsak diye düşünmeye başladık. Tesadüfen de hastane Bakırköy pazarına çok yakındı, vaktimiz de vardı dedim ki "sen beni pazara götür hem beraber gidersekte erken çıkarım" diye de söz verdim.  Vermez olaydım pazara girdiğimizin ilk 10 dakikasında başladı dırdır etmeye. Şaka maka bir saat dolaştırmışım pazarda onu. Ama o bir saatte o baskı altında öyle güzel şeyler seçtim kiiii.
"Her seferinde mi bayılıyorum aldığım şeylere yoksa bu sefer mi çok bayıldım emin değilim ama aldıklarıma çok aşık oldum."
Bunun verdiği mutlulukla pazardan çıkarken hastalık falan kalmamıştı bende. İlacım bu muymuş ne!
Doktooooooor sen reçeteye bir kaç doz kumaş pazarı, bir de bir kaç saat dikiş terapisi yazzzz!!! :)

Uzatmayayım ve sizi benim güzel kumaşlarımla tanıştırayım.
Şunun desenlerinin güzelliğine bakar mısınız, Japon çiçekleri gibi. Gömleklik incecik bir kumaş. Ne yapsam bilemiyorum, desenleri kaybolsun da istemiyorum. Fikir verirseniz fena olmaz.   
 
Niye aldığımı bilmediğim kumaşlardan biri. Şifon
 
Şifon, saten ve payetli kumaşlarım. Payetli olan iki küçük parça halinde aldım zaten metre işi olanlar çok pahalı, almam onlardan ben. 
İlk defa leopar kumaş aldım. Ne olacak bilemiyorum.
 
Sarı etek ucu fistolu kumaş, bluz yapmayı düşünüyorum.
 
Pudra pembesi bluzluk pamuklu penye, beyaz olan ise ipek saten gibi bir şey. Pudra pembesini yarasa kol bluz olarak kestim bile.
 
Jarse, penye karışımı esnek bir kumaş. Bunu da kestim elbise oluyor kendisi
 
Bu pembe dantel kumaşın aynısından Nilgün elbise dikmişti. Görür görmez hiç düşünmeden aldım. Kıskanç mıyım ne!!!
 

Bunlarda duck kumaşlarım önlük olacaklar inşallah.

Artık uzun bir süre kumaş almak istemiyorum bende. :) Elimdekileri bitiremem belki ama en azından biraz azaltsam iyi olacak.

Bu arada Kimono yazıma bir sürü güzel yorumlar yazan güzel arkadaşlarım hepsini tek tek okudum ve tek tek cevap yazmak istiyorum ama sürekli araya bir şeyler giriyor. Geçte olsa ilk fırsatta hepsine cevap yazacağım inşAllah.

Hepinize yazılarımı okuduğunuz ve yorumladığınız için çok çok teşekkür ederim. İki kelimelik bir mesaj bile beni çok mutlu ederken siz kelimelerce yazıyorsunuz ya o elleriniz dert görmesin :)

Çok teşekkürler




 
 
 
 

10 Ağustos 2014 Pazar

KİMONO

Bir kimono sevdası aldı başını gidiyor. Başta pek kendisinden haz etmesemde hepinizin dikip dikip paylaşıyor olması beni de heveslendirdi.

Önce kimono neymiş onu araştırdım, bu önemli. 

Neden mi? 

Çünkü çoğumuz tarafından ya sabahlık olarak kullanıldığı yada geyşaların giydiği bir sahne kıyafeti olduğu sanılıyor kimononun.

Kimonoyu diktiğim sırada eşimle aramızda geçen diyaloğu okursanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.
Eşim : ne dikiyorsun
Ben : Kimono
E: hımmm kime
B: kendime
E: evde mi giyeceksin
B: hayır bayramlık
E: sabahlık gibi emin misin
B: (çemkirerek) evet ne var ki herkes giyiyo artık vır vır vır vır vır vırrrrrrrr
E: hımmmm olduu !!!!!

Bir yandan da içimden "sanki gerçekten sabahlığa benziyor yaa" diye geçiriyorum.  
Bu konuşmanın sonucunda araştırdım ve gördüm ki yanlış biliyormuşuz.

Kimono aslında Çin ve Japonyada kadın erkek herkesin giydiği geleneksel bir kıyafetmiş. Bilmediğimizden aklımızda sabahlık olarak yer etmiş.

Bakın dersime çalıştım da geldim, okuyalım;


5 Ağustos 2014 Salı

Bayramın 3. günü; Çarşambaya gittik

ohhhh bugün tatilimiş,
hem de bayramın üçüncü günü imiş,
ilk iki gün öpülecek eller öpülmüş, gezilecek yerler gezilmiş,
son gün kalmamış mı yapılacak işşş
bir de üstüne üstlük çarşamba mı imiiiiş   
bu durumda Fatih'in çarşambası bizi beklemez mi imiş

İşte bu halin verdiği mutlulukla, döküldük görümcemle yollara.

Az gittik uz gittik neyse ki uzakta değildi gerçekten fazla gitmedik.
Aman pazara gidiyoruz diye de ne sevindik ne sevindik

Pazara ilk defa gelen ben nereden başlar nerede biter bilmediğim için taksiden indiğimiz yerde saf saf pazarın girişini aradım. Meğersem pazar tamda indiğimiz yerden başlıyormuş. Halbuki ablamın yüzünün düşmesinden anlamalıydım.   

Sonuç olarak "CIK" pazar bizi beklemiyordu. Yine ifadesini alamamıştım pazarın.

Dilimizde "Çarşambayı sel aldıııııııııı" mısraları, telefonumuzda günün anlam ve önemini gösteren aşağıdaki fotoğrafla pazar tezgahlarının kurulduğu boş sokaklara baka baka evimizin yolunu tuttuk.
  
 
Şu fotoğrafıma bakıp bakıp öyle çok gülüyorum ki.
Ablam bu sokaklardan geçenken anlatıyor şurada şunlar burada bunlar satılıyordu diye. Dedim bundan bana iyi malzeme çıkar, tezgahlara karşı çek bir fotoğrafımı. 
Gidenler bilirler buralara da tezgah kuruluyormuş. Ben daha önce çok heveslendim ama bir türlü kısmet olmadı. Bayramın son günü de birkaç tezgahta olsa pazar kurulur hevesiyle gidelim dedik. Ama maşallah kimse gelmemişti ve bir tezgah bile yoktu.
 
İlk defa bu pazara gidiyorum bari bir tane kumaşçı bulasaydım iyiydi.
Bu pazar benden kaçıyor anladım sonunda :)
 
Alın size bu da bayramın üçüncü günü pazar kombini.
 
 
Çeşit çeşit kumaşlarımı sergiledikten sonra "bir çarşamba pazarı macerasının da sonuna geldik" şeklinde bitirmek isterdim yazımı ama olmadı bu seferde Çarşambayı yakalayamadım. :)
 
 
 
 
Not: Yazı yeni değildir gerçekten çarşamba günü yazmıştım. Biraz vakti geçti ama kusura bakmayın, o günmüş gibi okuyun ;)
 
 
Bu arada yorumlarda sorun varmış sanırım. Buradan yorum yapamayan arkadaşlar facebook sayfamdan da yapabilirler sıkıntı yok :D
 

4 Ağustos 2014 Pazartesi

Çiçekli şifon gömlek ve bluz

Günaydın,
Herkese güzel bir hafta diliyorum.
 
Bu kumaşımı Ümraniye kumaşçılarından almıştım. Niyetim sadece kendime gömlek dikmekti ama kardeşim görünce çok beğendi. Bu durumda ona dikmemek olur mu hiç.
Bende ona yine beğendiği bir modelden bluz kestim. Kalanıyla da kendime gömlek diktim.
 

 
Gömleğimin önünü aslında açık bırakacaktım ama sonra üç tane düğme ile birleştirmeye karar verdim. Fena da olmadı, hiç değilse daha derli toplu duruyor.
 
 
Gömleğimi daha önce pilili eteğimin üzerine giymiştim bir kere de kot pantolonla kombinledim. Sanırım kotla daha güzel durdu.
 
 Bu günlük bu kadar bir sonraki yazımı kaçırmamanızı tavsiye ederim ;)
 

 
 

1 Ağustos 2014 Cuma

Bayramın 2. günü ; Pilili etek

Hafiiff mi hafiiff, yumuşaak mı yumuşaak tam bluzlük incecik bir kumaştı o aslında. Ama ben onu ne yaptım?

Etek, hem de pilili :)

Kumaşım arkadaşımın hediyesiydi. Görür görmez annem bana etek dik bundan diyerek yarısına el koydu bende kalan yarısıyla kendime etek yapayım bari dedim.

Bel kemeri kalın, bele oturan pilili bir etek tasarladım kafamda. Güya beli dik duracak ve ben kemer ile kullanacaktım. (Beline tela koymaya üşenirsen bekle dik durur o bel.) Ama olsun buruşana kadar belime oturuyor ve ben kemerle de kullanabiliyorum. 


"Çok pilili olmasın kabarık göstermesin" diye başlamak isterdim bu cümleye ama ondan değil beceremediğimden sağlı sollu ikişer pili eklemekle yetindim.

Altına da yine incecik bir kumaşımdan astar diktim. Yazlık yumuşacık bir etek oldu.      
 

Bayramın ikinci günü bir sonraki yazımda bahsedeceğim şifon gömleğim, gri çanta ve babetlerim ile kombinledim eteğimi.


Perşembe günü işe giderken ise bu şekilde kullandım. Hemi de kemerli :)
 

Çok kullanışlı bir parça ve hatta üzerimden çıkarmayacaklarımdan biri olacak gibi.