30 Mayıs 2017 Salı

Pantol idi etek idi pantol idi ......

Merhaba, 

Bugün bir pantolonun önce etek sonra tekrar pantolon oluşunu anlatacağım :)  


Aslında bu eteğim daha önce bir pantolondu, aldığımda aşağıdaki gibiydi. Ben onu etek olarak kullanmayı tercih ettim ve geçen sene burada anlattığım şekilde eteğe çevirdiğim. 


Geçen gün eteğimi tekrar giydim de baktım ayağıma bacağıma dolanıyor, aşırı rahatsız, ben bunu en iyisi tekrar pantolona çevireyim dedim, bir kere aklıma koydum ya, saat akşam 10 olmuş duramadımaldım elime makası. 

Ben ne zaman yaptığım işe özenmezsem o iş çok güzel oluyor. Olmazsa da olmaz diyerek başladığım eteğimi şipşak kesiverdim, bel bandı hariç dikişlerini yaptım. Ertesi akşamda iftardan sonra yarım saatte kalan dikişlerini bitirdim, giydim rahat rahat oturdum :D 

Peki nasıl yaptım! 

Youtube eklediğim videoyu buradan izleyebilirsiniz ama buraya da bazı detaylarını yazmak istiyorum. 

Tekrar pantolon yapmak için, eteğe çevirirken birleştirdiğim dikişleri yine söktüm. Burada yan dikişlere asla dokunmuyorsunuz. Açıkta kalan kısımları ağ olarak kullanacağımız için herhangi bir pantolon kalıbınızı daha önce yine youtube kanalımda yayınladığım bu videomda anlattığım şekilde yerleştirip şekillendiriyor ve ağ dikişini yapıyoruz. Bel bandını da taktık mı işlem tamam. Sizin eteğinizin bel bandı yok ve beli lastikli ise lastik tünelini söküp lastiği çıkarmalı, orta dikişleri sökmeli ve ağ kısmını birleştirdikten sonra açtığınız lastik tünelini tekrar dikmelisiniz.   

Esnek kumaşlı eteklerinizi pantolona çevirmek işte bu kadar kolay!  

Sevgiler, :) 



         

25 Mayıs 2017 Perşembe

HOBBY İSTANBUL - 2 - ETKİNLİK SPONSORLARI

Merhaba, 

Sıra geldi Hobby İstanbul 2 etkinliğimizin sponsorlarından bahsetmeye. 

Etkinliğimize dört ayrı firma sponsor olarak destek verdi. 



Hem bir pasta sever olarak hem de tadıp beğendiğim bir ürün olduğu için ilk olarak Pasta Sanatından bahsetmek istiyorum. 

Pasta Sanatı bize, en popüler ürünleri olan renkli eklerlerinden ikram etti. 


Sizi bilmem ama ben Pasta sanatı ile tanışana kadar muzlu, çilekli, karamelli, fıstık krokanlı, oreolu, kestaneli, frambuazlı, ballı yada kahveli üstelikte düşük kalorili ekler yemedim. Sadece kendim değil aileme ve arkadaşlarıma da tattırdığım da hepsinden çok hafif ve leziz yorumunu aldım. Tam 21 çeşit ekler üreten Pasta Sanatının İstanbul içinde 14 ayrı şubesi ve bu şubelerden motorize paket servis imkanı da mevcutmuş. Eğer denemediyseniz bir kere denemenizi tavsiye ederim sonra zaten vazgeçemeyeceksiniz. 

Ayrıca, pastacılık mesleğine ilgi duyuyorsanız PSA Akademinin sunduğu pastacılık workshopları yada profesyonel pastacılık eğitimi imkanlarını da değerlendirebilirsiniz. 

Pasta sanatına bu leziz ikramı için tekrar teşekkür ederiz. 

Pasta Sanatını Instagram hesabından takip edebilirsiniz.


Biz dikiş severlerin, dikiş dikmek yanında elbette en sevdiği şey, dikiş ve hobi dergilerini karıştırıp ilham almak. Bu kitaplar da çoğumuzun en az bir kere tecrübe ettiği Creazion Elişi Patronlu Dikiş dergisinin yayıncısı olan Tuva yayıncılık tarafından tüm Türkiye ve Dünya da hobi severlerin beğenisine sunulmuş. 
Şimdi kitaplarımızı kısaca inceleyelim. 


Dikiş severler arasından Cafenohut blogunun yazarı Ayda Algın'ı tanımayan takip etmeyen yoktur sanırım. Dikiş ve blog macerasının başladığı ilk yıllarda bir kitap yazacağını hayal dahi etmezken şuan kendisine ait toplam 22 projenin yer aldığı Bebekler için Sevimli Dikişler  adında harika bir kitabı var. Kitapta bütün projeler yapım aşamalarını gösteren detaylı çizimler ile anlatılmış. 

Mutlaka alın bir karıştırın, parça kumaşlarınızı değerlendirmek için ilham alabileceğiniz enfes bir kitap olmuş. Hala takip etmiyorsanız Ayda Algın'ın instagram hesabı için lütfen buraya

Lovely Little Handmades blogunun yazarı Kerry Horsley tarafından hazırlanan ve Mevsimler temalı Dört Mevsim Patchwork kitabı da, çizim, kalıplar ve yakın plan fotoğrafları ile birlikte 18 ayrı kırk yama projesi içermekte.  


Benim favorilerim arasında bir de Sedef İmer'e ait Minik Dikişler kitabı var! 

18 mini patchwork projesi içeren kitapta aynı zamanda yorganlama, aplike, el nakışı ve İngiliz usulu kağıtla birleştirme gibi tekniklerde detaylı olarak anlatılmış. 

Şu iki panonun güzelliğine bakar mısınız. Özellikle sağdaki muazzam olmamış mı? Bu kitaptan da en kısa sürede bir tane temin edeceğim. 




Sevimli Dikiş projeleri de yine hobi ile başlayan bir yolculuğun eseri. Amy SINIBALDI de, bir çok kadın gibi kendi kendine dikiş dikmeyi öğrenmiş, hiç dikiş bilmiyorken 2006 yılında bir gayretle eşinin aldığı dikiş makinesinin karşısına geçmiş ve küçük bebek önlüğü ile başladığı yolculuğu şimdi Nana Company adında online bir markete dönüşmüş. Diktiği tüm güzellikleri de bu sevimli kitapta bir araya toplamış. Instagram hesabı için lütfen buraya.   






Tuva Yayıncılığa, bizleri bu yetenekli kadınların kitapları ile tanıştırdığı ve etkinliğimize destek verdiği için teşekkür ediyoruz.   


Bitkisel ürünler konusunda ilk akla gelen isimlerden olan Otacı da etkinliğimizi Bitki Özlü Şampuanı ile renklendirdi.  
%100 yerli sermayeli olan Otacı, hayvanlar üzerinde test yapılmadan üretilen geniş bir ürün seçkisine sahip. Otacı şampuanları içeriğindeki bitkisel özler ve Panthenol sayesinde saçları kırıklara karşı korurken, beslenip güçlenmesini ve kolay şekil almasını da sağlıyor.    


Şampuanı dün ilk defa denedim ve ardından saçıma fön çektim. Fazlasıyla kırık ve yıpranmış olan saçıma tek kat fön çektiğim halde hem çabuk şekil aldı hem de yumuşacık oldu. 



Şampuanı denedikçe etkileri hakkında yorumlarımı paylaşıyor olacağım.  



Özellikle güzellik, çamaşır ve ev bakım ürünleri konusunda 140 yıllık geçmişi ile Dünya çapında lider firmalardan olan Türk Henkel de etkinliğimizin bir diğer sponsoruydu. 

   Henkel etkinliğimizi, her evde kullanılan çamaşır ve ev bakım ürünleri ile destekledi.  



Vernel'in yumuşatıcı etkisi ve kokusunun güzelliği tartışılmaz bir gerçek ve severek kullandığım bir ürün. Üstelik konsantre olması da en büyük avantajı. 

Ben sıvı deterjanlara karşı biraz mesafeliydim ve Persil'in toz deterjanını kullanmayı tercih ediyordum. Ama Persil Sıvı Deterjanı denediğimde temizlik kalitesinin daha yüksek olduğunu fark ettim. Üstelik kokusu da harika. Denedikçe yorumlarımı yazmaya çalışacağım. 

Bref'in kullanmıyorum dolapta saklıyorum çünkü dolap içinde bile olsa banyoyu inanılmaz güzel kokutuyor. Bence böyle daha kullanışlı :) 

Renk koruyucu mendillerden daha önce hiç kullanmadım. Ama yeni aldığım farklı renkteki kumaşları tek seferde yıkamak için pratik olabileceğini düşünüyorum. Yeni kumaşları renk renk ayırıp yıkamak gerçekten çok zaman alıyor. 


Türkiye'nin ilk sıvı bulaşık deterjanı olan Pril de yine Henkel'in bize hediyelerinden biriydi. Her mutfağın vazgeçilmez ürünlerinden biri olan Pril'in farklı tüketici ihtiyaçlarına hitap eden geniş bir ürün yelpazesi olduğu da yine bilinen bir özelliği.  




Evet, güzel bir etkinliği daha bitirmenin mutluluğu ile önce takip eden ve okuyan herkese kucak dolusu sevgiler sunuyor ve destek olan tüm sponsorlarımıza sonsuz teşekkür ediyorum :)







20 Mayıs 2017 Cumartesi

KADIKÖY CUMA PAZARI

Herkese Merhaba, 

Bugün tatil ve cuma olduğu için yaptığım ilk plan Kadıköy cuma pazarına gitmek oldu.  

Çalıştığım için hafta içi olan pazarlara gitmem hiç mümkün olmuyor.

Eskiden cuma pazarı Kadıköy'ün içindeydi ve ben yazın iş çıkışı vapurla Kadıköy'e geçip pazarı dolaşır bir kaç parça kumaş alırdım. Şimdi yeri değiştiği için gitmem hiç mümkün değil. 

Aslında pazar dolaşmayı hiç sevmem yani o pazarın kalabalığını sevmiyorum ama konu kumaş olunca iş değişiyor! Onun için erkenden tezgahlar kurulurken gider kalabalıklaşmadan da pazardan çıkarım. Böyle daha keyifli oluyor, sakin sakin ohh pazar benim. 






Hadi bakalım mı pazardan neler almışım? 


Haki bu aralar en sevdiğim renk, gömlek dikerim sanırım bu kumaştan. 

Kahverengi olan süet gibi bir kumaş. Aldım ama ne diksem bilemiyorum hala. 

Sarı olan nasıl güzel bir triko  görseniz. Onunla ne diksem karar veremiyorum. Tavsiyeleriniz için aşağıda tek fotoğrafını da ekliyorum. Elbise, etek, hırka, kazak fikir verin bana   

Siyahların biri çelik örme, bu kumaşla pek anlaşamıyoruz ama aldım yine de, kullanırım bir şeye. 

Diğer siyah olan ise penye. 

Lacivert beyaz ise yine bir breton projesi olur sanırım. 


Bu aralar canım kloş etek dikmek istiyor çok! Bu renk düşünmediğim halde her yerde karşıma çıkıp aldırdı bana kendini! Şifon kumaşı da bununla kombin edeceğim inşallah, bakalım.  


Bunlarda süslemeler için aldıklarım. 


Aslında almak istediğim kumaşlar bunlar değildi ama aradıklarımı da unuttum karşıma çıkanları aldım mecbur :) 

Böyle işte, kısaca pazar güzeldi! 

İyi geceler 



12 Mayıs 2017 Cuma

HOBBY İSTANBUL ETKİNLİKLERİ - 2 ANNELER GÜNÜ

Merhaba, 

Dikiş sever arkadaşlarımızla yaptığımız ilk etkinliğimiz o kadar güzel geçti ki, birbirimize doyamadık ve aylar sonra tekrar buluşmaya karar verdik. Anneler gününün yaklaşması sebebiyle de bu sefer anneler günü bahanesi ile toplandık. 

O sabah hava gerçekten çok kötüydü, sağanak yağmur yağıyordu ama benim sevgili dostlarım yağmur çamur demeyip çocuklarını da alıp geldiler. İlk etkinliğimize katılan arkadaşlarımızdan bazıları katılamadılar ama aramıza yeni katılan dostlarımız oldu. 

Şimdi bakalım o gün kimler kimler varmış!

Güzel Duru'nun duru annesi sevgili Nurşahcığım yine bizimleydi. Duru'yu ve Nurşah'ı tanıdıkça, Nurşah'ın annelik hakkında kitap yazması gerektiğini düşünüyorum. Maşallah, çok olgun ve uyumlu bir anne kız onlar.  

Toplantılarımızın neşesi, sevgi dolu, temiz kalpli Nesrin ablacım bizleri yine yalnız bırakmadı.  

İlk etkinliğimizden hatırlarsınız sevgili Mine hanımı, hep söylüyorum onsuz etkinlik düşünemiyorum diye. Yine tüm neşesini almış gelmişti. 

Funda hanımcığım nasıl kibar, nasıl zarif bir hanım anlatamam, uzun zamandır takip ediyor ve tanışmayı çok istiyordum, çok sevindim geldiğine.    

Güzel Nuraycım, azmine hayran olduğum yetenekli kadın, kısacıkta kalsa koştura koştura geldi. Bir daha uzun uzun oturmaya bekliyoruz.     


Vee dikip giydiği enfes kıyafetleri, güzelliğine güzellik katan kombinleri, keskin mizahını konuşturduğu fotoğrafları ile bizleri kendisine hayran bırakan Tûba Gün, bohçasına tüm neşesini, samimiyetini, güzel enerjisini atmış gelmişti. 



Tabii ki güzel Irmakçığım da bizimleydi, ayrıca Irmakta blogun da etkinlikle ilgili çok detaylı ve güzel bir yazı yazmış, kaçıranlar buradan okuyabilir.   

Canım kardeşim yine etkinliğin her anında yardımcım oldu. 





Aynı zevkleri paylaşan insanların muhabbetleri de doyulmaz oluyor. Dikiş makineleri hakkında konuştuğumuz videolarımızı instagram hesabımda paylaşmıştım. Bütün videoları toparlayıp en kısa sürede youtube kanalıma yüklemeye çalışacağım. 


Ve o gün ben, kendi dikmediğim şeylerle! 


Etkinliğimize Henkel, Tuva Yayıncılık, Pasta Sanatı ve Otacı hediyeleri ile destek verdi. Bir sonraki yazımda sponsorlarımızdan uzun uzun bahsediyor olacağım.  


Sevgilerimle, 




8 Mayıs 2017 Pazartesi

BRETON BLUZ (Namı diğer MARINE yada ÇİZGİLİ)

Merhabalaaar

Bu ara bahardan mıdır nedir, herkeste bir denizci tarzı giyinmeler, bir çizgili bluz üzerine kırmızı fular takmalar falan yalan yok, çok kıskandım, hatta biraz da sinir oldum! 


Bu bretoncu, marinci yada namı diğer çizgilici arkadaşları görünce verdim kendime gazı; "kızım sen denizci torunu, denizci yeğeni, bahriyeli kuzenisin, dik, giy bir breton, hakkındır" dedim! Tabi o dakikadan sonra, davullar, zurnalar eşliğinde başladı bende fikirler uçuşmayaaaa, hobaaaaa

   

Neysee bretonların tarihini kısaca özetlersek; Bu bluzler 1800'lü yıllarda Fransız donanmasının ve deniz işçilerinin üniforması olarak kullanılmaktaymış. 

1900'lü yıllarda bu üniformalardan esinlenen, ikonik tasarımcı Coco Chanel'in yeniden tasarlayıp, denizcilik koleksiyonuna dahil edilmesiyle Dünya modasına kazandırılmış. 


Zaman içinde Dünyaca ünlü bir çok markanın koleksiyonlarına eklediği ve ünlü isimlerin de yoğun ilgi gösterdiği bretonlar, günümüze kadar güncelliğini ve cazibesini korumayı da başarmış.  




Bu kumaşların değişik bir cazibesi var, istediğiniz her renkle ve her kumaşla kullanıp enfes kombinler tasarlayabilirsiniz. Yırtık kotlar, deri etek ve ceketler, haki, lacivert, kahverengi, sarı, fuşya her renk ve seçenekle oldukça uyumlu. Ama benceee, bretonların en samimi dostu kırmızııı! Sizce? 





Bu fotoğraflarda denizciden çok motorcuya benzemiş olabilirim ama olsun sıkıntı yok benim baba da motorcu ve bretonları motorcular da giyer :) 



Kumaşım uzun zamandır duruyordu. Fırsat bulup böyle bir bluz dikmenin hayallerini kuruyordum. Hatta daha kumaşı biçmeden bu yazıyı bile hazırlamıştım. 

Ben genellikle bir şey dikmeye karar verdiğimde kafamda blog yayınını da kurgularım. Bu sefer aceleci davranıp, bluzu dikmeden bir ay önce yayını hazırladım. Bluzumu de 1 Mayıs tatilinde diktim, 2 Mayısta açılışını yaptım ve o gün bugündür üzerimde :) 

Kalıp olarak yine daha önce bir çok elbise, bluz, hırka vs vs'de kullandığım şu penyeler için uygun olan kalıbımı kullanarak diktim. Penye kumaş da olsa çizgili olmasından dolayı hatayı çok kabul etmeyen ve ekstra özen isteyen bir iştir breton dikmek. Ben çizgileri eşitlemeye özen göstersem de bir kaç yerde oluşan kaymalara mani olamadım! Kollarını ve eteğini kıvırıp diktim, yakasına ise bant dönerek bitirdim. O bile çok uğraştırdı, üç defa sökmek zorunda kaldım. 

Daha önce de çizgili kumaş çok diktim ve her diktiğime ayrı hayran oldum. Sanırım ben aşırı bir breton severim. :) 

Sevgilerimle ❤