Ayıptır söylemesi Bakırköy pazarından 2TL'ye almıştım bu dantel kumaşımı.
Hani Nilgün dikmişti ya bu renk güzel dantel bir elbise, onu kıskanmıştım birazda. Genelde giymem böyle elbiseler, en kötü ihtimalle ceket dikerim diyerek attım poşete.
Şimdiii gelelim elbisenin adı neden EMANET.
Elbisemi yine son dakika, düğün sabahı bitirdim. Ve ben çok akıllıyım ya bütün provaları ya manken üzerinde yada ev kıyafetimin üzerine giyerek yaptım. Mankene zaten tam oluyordu, benim üzerimdeyken oluşan potlukların da alttaki kıyafetlerimden kaynaklandığını düşündüm. Bütün gün hiç aklıma gelmedi başka prova yapmak. Akşam giydiğimde ise şok şok şooook elbise üzerimde iki beden büyük duruyordu :(((
O saatte başka alternatifte yoktu. Eşim beğenmedi ve giyme dedi ama ben kararlıydım kötü de olsa o elbise o akşam giyildi. Pembe dantel emanet elbisemi lame ayakkabı ve çantamla tamamladım.
Sanmayın ki o akşam kusurlu olan tek şey elbisemdi. Çantam hariç üzerimdeki her şeyin bir kusuru vardı. Elbisem hem büyük olmuştu hemde fermuar kısmında bir potluk vardı. Kolyemin kopçası kopmuştu ve başka bir kopça ile tutturmuştuk. Ayakkabılarımdan birinin taşı düşmüştü diğerini de çıkarıp başka bir çift taş yapıştırmıştım ama ayağıma giyer giymez her ikisi de düştü. Bütün bunlara rağmen ben o kombinle gittim düğüne. Neyse ki düğün çok kalabalıktı ve biz yarım saat durup çıktık.
Elbiseyi üzerime göre daraltmakla uğraşamayacağım için tabi ki bir daha giyilmeyecek. Direk kardeşe transfer. Eminim ona benden daha güzel olacaktır.
O günün kombini de aşağıda.
Bu da sırada ki yaka patlı elbise. Artık ne zaman biterse ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder